46 Dizisi 3. Bölüm İncelemesi

3. Bölüm beklenmedik bir şekilde ilk iki bölüme göre daha gizemli ve aksiyonlu geçti. Öncelikle bölümün başladığı aşağıdaki sahnede Murat Günay'ı "Sabahları Murat, geceleri Dexter Morgan" yorumlarını yapmıştık;

46 Dizisi 3. Bölüm İncelemesi Sizlerle

Ceyla'nın babası olan Ayhan'ın ölmeden önce söylediği cümlelerden hareket eden ve pek duracağa benzemeyen Murat yine yollara düşüyor ancak Salim'in radarına takılmıştı bir kere;

Salim'in amcadan aldığı direktif ile hocanın peşini asla bırakmıyor olması hoca açısından biraz rahatsız edici olsa da işe arıyor ve Murat'ı gecenin bir vakti dışarıda ne yapacağını bilmez bir şekilde sokağa salmıyor. Bağlıyor onu eve "Gel bi' çay içek" diyor ve başlıyor çay muhabbeti;

Burada çok önemli bir cümle kuruyor Murat "Babamın ölümüne neden olan birinin ölümüne üzülmem!" burada Murat'ın Dissosiyatif kimlik bozukluğu (çoğul kişilik) sorunu gün yüzeyine çıkıyor. Muhabbet devam ederken "Ben çay da sevmem zaten!" diyerek "Haydi uyuyalım" diyerek Salim'i atlatan Murat düşüyor yollara. Salim de pek atlatılmış değil gibi değil tabii ki. O da arkasından…

Kovalamacanın ardından soluğu amcanın yanında alan Murat (Erdal Beşikçioğlu) aşağıdaki üç sahnede bölümün zirvesini yapıyor;

Ardından babasının ölümüne sebep olan adamın ismini amcasına veren ve bu ismin peşine düşen Murat "Adam öyle atlatılmaz böyle atlatılır" dercesine Salim'i paketliyor…

ve pek tabii ki soluğu geçmişi karanlık olan eski doktorun yanında alıyor. Yüzleşme vakti!

Buradaki şakalaşmanın ardından durum biraz daha karışık hale geliyor çünkü Selin Komiser diye tanıdığımız kadının evine bir posta geliyor ve gizemli bir not alıyor. Bu not ile dünyası başına yıkılan Selin sarılıyor telefona…

Ortalık pek düzelecek gibi görünmez iken gece dışarıda bir akşam yemeği yemek için sözleşen Murat'ın başına yine olmadık bir şey geliyor ve…

Evet GERÇEK!

Tam anlamıyla "Tadı damağımızda kaldı!" şimdi bekle ki Pazar günü tekrar gelsin.