Bir Cuma klasiği olarak haftanın filmini seçmek en güzel aktivitemiz halini aldı. Bazen kendini o kadar belli ediyor ki, biz hiçbir şey demeden siz 'e şu film işte' diyorsunuz gibi geliyor. Hiç gizemi kalmıyor.

Hobaa.. Madem havalar bozuk. Denize gitmekten sonra yapılabilecek en güzel şeyi yapabiliriz. FİLM İZLEMEK. Hem de vizyonda bir filmler var ki, üfff… Tadından yenmez.

Hepimiz biliyoruz ki en hüzünlü aya girdik. Neden? Çünkü yazın son ayındayız ve elde var sıfır. Neyse ki yazın vizyona giren fevkaledenin fevkinde filmler moralimizi az da olsa düzeltti.

Dünyanın en güzel günleri Cumalar değil mi? Misler ötesi hafta sonuna bir kala ve de vizyondaki filmleri göreceğimiz Cumalar, Cumalarımız..

Temmuz deyip bağrımıza bastığımız şu aylarda başımıza gelebilecek en kötü şeyleri yaşadık. Lakin kaostan uzaklaşmanın (en azından birkaç saatliğine) en iyi yolunun da filmlerden ve kendi dünyamızdan uzaklaşmak olduğunu da biliyoruz.

Hafta boyunca bizim gibi 'Cuma gelse de filme gitsek' diye düşünen kaç kişi kaldık acaba? Bence sayı epey çoktur. Hele ki vizyondaki film sayısı güzelse ve kaliteli filmlerle kuşatılmışsak mis.