Vizyon yazısı yazarken ya da okurken haftanın ne kadar da çabuk geçtiğini düşünüp 'vayy be' diyor musunuz? Ben diyorum. Geldik bir haftanın daha en sonuna ve taze çıkmış filmleri bir sıralayalım dedik. Böyle amme hizmeti görülmedi… Bu hafta vizyona giren sekiz film var. İçlerinden yalnız biri yarışı kazanıp haftanın filmi olmanın haklı gururunu yaşayacak. Bakalım hangisi? Öncelikle filmlerimizi görelim:

Hellö. Bir haftalık aradan sonra, yine vizyona giren filmlerle karşınızdayız. İyi haberlerle geldik korkmayın. 'İzleyecek hiçbir şey yok' diye sızlanmayı bırakırsanız, yazının akışına kendinizi kaptırdığınızda göreceksiniz ki, 'aslında var'! Öncelikle vizyonda hangi filmler var onları sıralayalım ki bu da toplamda yedi film olacak, sonra da haftanın filmine bakalım nasılmış.

Vizyona güzel filmler girince yaşadığımız mutluluğun tarifi gerçek anlamda yok. Sinemaların dolu dolu olması dileğimizi yineleyerek. Haftanın programı ve film tavsiyesi niteliğindeki paylaşımımızı da bulabilirsiniz.

Sonbahara girdikçe vizyona giren filmler güzelleşiyor mu yoksa bize mi öyle geliyor? Sanki havaların soğuması ile güzel filmlerin gelmesi doğru orantılı. Bu hafta vizyona giren filmler de geçen hafta vizyon filmleri gibi tatlı tatlı.. Tam tadında. Bu arada geçen hafta Kara Bela için çok heyecan yaptık, bu hafta da yine bizi aynı şekilde heyecanlandıracak bir film var. 25 Eylül'de vizyona giren yedi film var. Öncelikle sıralamayı yapalım, sonra haftanın en şıkır şıkır filmini seçelim.

Barış isimli bir adamın annesinin hamileliği sırasında kullandığı ilaçlar sebebiyle sol elinin bir yüzgeci andıran deniz biyologunun annesini kaybettikten sonra içine düştüğü akvaryumdan okyanusa çıkmaya çalışmasını konu olarak almaktadır.

Neden Tarkovski Olamıyorum…, hayatını halk şarkılarının anlattıkları öykülerden esinli ucuz TV filmleri yaparak geçiren 35 yaşındaki hevesli yönetmen Bahadır’ın trajikomik öyküsünü anlatıyor.